Aile ve Çift Terapisi

aile çift terapisi izmir
aile çift terapisi izmir

Aile ve Çift Terapisi Nedir?

Aile içerisinde ve çiftler arasındaki ilişkileri olumlu yönde değiştirmek için çiftler veya bütün aile arasındaki yakın ilişki üzerinde çalışan psikoterapi dalına aile ve çift terapisi denilmektedir. Çift terapisinde, çiftlerin kendilerine ve birbirlerine karşı olan anlayışlarını daha da derinleştirmek ve ilişkilerinde hedefledikleri değişiklikleri sağlamak amaçlanmaktadır. Çifte verilen terapinin çekirdek aileyi de kapsaması durumunda bu terapiye aile terapisi denilmekte olup, aile terapisi çiftin kendi aralarında yaşadığı problemlerden daha fazla aile üyeleri arasındaki ilişkiyle ilgilenir. Ancak aile terapisi esnasında zaman zaman çiftler arasındaki ilişkiye odaklanılabilmektedir. Aile terapisinde çiftler arasındaki ilişkiye odaklanıldığı zaman çocukların da terapiye dahil olup olmayacağına terapistin karar vermesi daha sağlıklıdır.

İnsanların ruh sağlığının ve duygu durumlarının dengelenmesinde yaşadığı bireysel sorunlar haricinde diğer insanlarla kurulan bütün ilişki türleri de oldukça etkilidir. Özellikle insanın yakın çevresini oluşturan anne ve baba, eş ve çocuklarla kurulan ilişkilerin sağlıklı olması ruh sağlığına olumlu etki ederken, sağlıksız olması da ruh sağlığını olumsuz etkilemektedir. Bu tür yakın ilişkilerde geçilen zorlu ve çalkantılı dönemler, yaşanan sıkıntılar ruh sağlığını olumsuz etkilediğinden dolayı bu zorlukların ve sıkıntıların en az hasarla atlatılması için profesyonel yardım alınması şarttır.

Aile ve çift terapisi, gerek çiftler arasında, gerekse de aile içerisinde yaşanan problemleri, geçilen zorlu dönemleri herkes açısından değerlendirerek yaşanan çatışmaları çözmeyi ve bütün aile üyeleri arasındaki ilişkilerde pozitif gelişimi hedeflemektedir. Aile ve çift terapileri esnasında aile içerisinde yaşanan problemlerin yanı sıra diğer insanlarla yaşanan problemlerin de çözülmesi, aile üyelerinin her birinin ayrı ayrı huzurlu hissetmesini sağlayacaktır.

Ailenin terapi aldığı süreçte bütün aile bireylerinin yaşamlarını uyum içerisinde sürdürmeleri, birbirleriyle yardımlaşma ve dayanışma içerisinde olmaları hedeflenmekte olup, aile üyelerinin her birinin yaşadığı sorunlar aile içerisindeki durum dikkate alınarak değerlendirilmektedir. Aile ve çift terapisine son senelerde birçok aile ve çift tarafından başvurulmakta, çiftler kendilerini yorgun düşüren, hatta ilişkilerinin bitmesine neden olabilecek sorunlara en etkin çözümleri bu terapilerde aramaktadır.

Aile ve çift terapisinin gerek çiftler arasındaki ilişkilerde, gerekse de aile bireyleri arasındaki ilişkilerde olumlu etkisini uzun vadede daha fazla göstermektedir. Terapiye katılan aile bireyleri, hem kendileri, hem de diğer aile üyeleri hakkında çok daha fazla şey öğrendiği için farkındalık kazandığı gibi bu farkındalık, aile arasındaki ilişkileri de pozitif etkilemektedir. Terapi, aile üyelerine yaşadıkları problemlerle baş etme kabiliyeti kazandırdığından dolayı zorlu ve sıkıntılı süreçlerde yaşanan sorunların çözüme kavuşmasının yanı sıra daha sonraki yaşamda da yaşanabilecek sorunların çözüme kavuşturulması daha kolay olur.

Aile ve Çift Terapisi Kimler İçin Faydalıdır?

Aile içerisindeki ilişkilerinde ciddi problemler yaşayan, partneriyle, çocuklarıyla veya ebeveynleriyle problemleri olan, evlilik öncesindeki ilişkisinde sorunlar yaşayan aile ve çiftler, aile ve çift terapisine başvurarak sorunlarını çözüme kavuşturabilirler. Aile ve çift terapisinin uygulama alanı sadece ilişkilerde yaşanan problemlere yönelik olmadığı için oldukça geniştir. Aile ve çift terapisi, bütün ruhsal hastalıkların tedavisinde diğer terapi yöntemlerini de destekleyen bir terapi yöntemidir. Aile ve çift terapisi genellikle şu alanlarda kullanılır;

  • Evlilikte yaşanan problemler
  • Çiftler arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi
  • Boşanma aşamasında olan çiftler
  • Çocuk ve ergen ruh sağlığı
  • Çocuklarda ve ergenlerde yaşanan davranış bozuklukları
  • Ergen ve genç yetişkinlerde beslenme bozuklukları
  • Okula uyum problemi yaşanması
  • Sigara, alkol ve madde bağımlılığı
  • Kayıplarda yaşanan travmalar
  • Yas dönemleri
  • Duygusal istismar ve şiddet olayları
  • Ebeveynlik kabiliyetleri
  • İş değiştirilmesi, taşınma gibi bütün ailenin yaşamını etkileyen değişimlerin olması
  • İkinci evlilik ve bu evliliğin çocuklara etkisi
  • Ailenin farklı bir şehre veya ülkeye göç etmesi
  • Evlat edinme sürecinde
  • İş yaşamının neden olduğu stres durumlarında
  • Ekonomik sıkıntılar yaşanması halinde

Aile ve çift terapisi, insanların yaşadığı birçok olumsuz olayda diğer psikoterapi yöntemlerine eşlik etmekte olup, ilaç tedavisiyle birlikte uygulandığı vakalara da zaman zaman rastlanmaktadır. Aile ve çift terapisinin yasal olarak tavsiye edildiği durumlar da vardır. 

Aile ve Çift Terapisinde Paylaşılan Sorunlar Hangileridir?

Bütün çiftler ve bu çiftlerin gereksinimleri birbirinden farklı olsa dahi çift terapisi esnasında en sık karşılaşılan sorunlar arasında çiftlerin birbirleriyle olan iletişimlerinde eksiklikler, sıklığı her geçen gün artan tartışmalar, duygusal gereksinimlerin yeterince karşılanmaması, ekonomik sorunlar ve çocukların yetiştirilmesi ile ilgili yaşanan çatışmalar başı çekmektedir. Ayrıca çiftler aldatma, aile üyesinin birisinin aniden kaybedilmesi gibi kriz hallerinde de aile ve çift terapisine başvurarak profesyonel yardım almaktadırlar.

Aile Terapistine Hangi Durumlarda Başvurulur?

Dünyada hiçbir ikili ilişki problemsiz bir şekilde ilerleyemez. Bu nedenle de her evliliğin mükemmel olduğundan bahsetmek imkansızdır. Çiftler evlilikleri süresince gerek kendilerinden, gerekse de dış etkenlerden dolayı birçok problemle baş etmek zorunda kalırlar. Bu problemlerden bazılarını çiftler kendi aralarında çözerken, bazı problemlerin çözümünde ise profesyonel desteğe gereksinim duyabilirler.

Çiftler karşılıklı konuştuğu halde problemlerini çözüme kavuşturamıyorsa, bu sorunlar evliliği yavaş yavaş tüketebilir. Çiftler, aralarındaki sorunlardan dolayı sürekli hayal kırıklığı yaşadıklarından evlilikleri kendilerini tatmin etmeyebilir ve sürekli kavga etmeye başlayabilirler. Bu kavgaların sık sık tekrarlanması ve şiddetinin giderek artması sorunların çözüme kavuşturulmasını zorlaştırdığı gibi çiftlerin ruh sağlığını da olumsuz etkilemektedir. Bazı evliliklerde de çiftler arasındaki iletişim tamamen koptuğu için bu kavgaların yerini iletişim kopukluğu almaktadır. Çiftler birbirilerinden kopuk olduğu için problemlerini görmezden geldikçe sadece evlilik hayatları değil, ruhsal sağlıkları da daha kötüleşmektedir.

Çiftler arasındaki sorunların çözümüne hiçbir katkıda bulunmayan şiddetli kavgalar, negatif duygulardaki karşılıklı artış, seks yaşamındaki kötüye gidiş veya çiftlerden birini tatmin etmemesi, iletişim kopukluğu evlilik yaşamında en sık karşılaşılan problemler de listenin başında yer almaktadır. Çiftlerin yaşadığı bu sorunların tümü çiftlerin birbirlerini sevmeleri ve evliliklerini sürdürmeye kararlı olmaları halinde profesyonel destek de alınarak rahatlıkla çözüme kavuşturulabileceği unutulmamalıdır. Evlilik yaşamında sorunlar hiçbir şekilde çözüme kavuşturulamıyorsa boşanma her ne kadar bir seçenek olsa da boşanmadan evvel sorunları çözüme kavuşturmak için çabalamak da bir seçenektir. Çiftler yaşadıkları sorunları çözmeye karşılıklı olarak isteklilerse, terapi seanslarıyla evliliğin kurtarılması ve daha sağlıklı yürütülmesi mümkündür. Ayrıca çiftlerin evlilik terapisinden faydalanmak için resmi olarak evli olmalarına gerek yoktur. Uzun süre devam eden ciddi ilişkilerde bu tür problemlerle karşılaşma olasılığı olduğundan dolayı çift terapisine gereksinim duyulabilir.

Çiftlerin evlilik terapisine başvurarak evlilik terapisinden faydalanmak için ciddi ve baş edemedikleri sorunlar yaşamalarına gerek yoktur. Ülkemizde terapiye yönelik önyargılar bir türlü yıkılamadığı için evlilik terapisi yaygın bir uygulama olmasa da ilişkilerini geliştirmek isteyen çiftler, evlilik danışmanlığına da başvurmaktadır. İlişkide bir sonraki adıma geçilmesinde, evlilik süresince yaşanabilecek sorunlardan kaçınılmasında ve gelecek planlarının huzur içerisinde yapılmasında evlilik danışmanlığı oldukça etkili olmaktadır.

Aile ve Çift Terapisi Nasıl Yapılır?

Aile ve çift terapisinde birbirinden farklı birkaç yöntem uygulanmaktadır. Aile terapisinin bazı uygulamalarında ailenin bütün üyeleri aynı seansta bir arada olurken, bazı aile terapisi uygulamalarında da aile üyelerinin biri veya birkaçı, çiftlerden ise sadece birisi seansa katılmakta ve terapi sırayla uygulanmaktadır.

Ayrıca belirli vakalarda çekirdek aile haricinde de terapiye katılım olabilmektedir. Örneğin aile ile birlikte büyükanne ve büyükbaba yaşıyorsa, terapi seanslarına bu bireylerde katılabilmektedir. Yine çocuğun problemlerinin merkezde olduğu aile terapilerinde uzman hekim gerekli görürse çocuğun öğretmenleri, rehberlik öğretmeni ve sosyal hizmet uzmanları seanslara dahi olabilir.

Aile ve çift terapisinde seans sayısı problemin şiddetine göre değişse de genellikle 8 ila 24 seans aralığında sürmektedir. Tek bir seans ise ortalama 50 dakika ile 90 dakika aralığında sürer. Seanslar hastane ortamında, özel merkezlerde veya online ortamda yapılabilir. Bu seanslara aile üyelerinin tümü katılabileceği gibi aile üyeleri tek tekte seansa alınabilmekte ancak ağırlıkla çiftlerle yürütülmektedir.

izmir çift terapisi
izmir çift terapisi

Aile ve Çift Terapilerinde Terapistin Rolü Nedir?

Terapist, çift terapisti esnasında her iki tarafı da dinledikten sonra hissettikleri duygu ve düşüncelerini doğru olarak aktarmalarına ve yaşanan problemlerin kaynağının görülebilmesine yardımcı olmaya çalışmaktadır. Çift terapisine katılım sağlayan çiftlere terapist tarafından şahsi hikayeleri, ilişkileri, ilişkilerinde yaşanan problemleri, çiftlerin problem olarak algıladıkları olayları sorular sorarak irdelemekte ve çiftin problem yaşadığı alanları belirlemeye çalışmaktadır. Terapist, değerlendirme ve terapi planını belirleyerek çifte yeni bakış açıları kazandırmayı ve yaşadıkları olayları farklı biçimlerde yorumlamaya çalışmalarına yardımcı olmayı hedefler. Çiftin yaşadığı iletişim probleminde terapist arabulucu görevi üstlenerek çiftin birbirlerini doğru şekilde anlamasına ve kendilerini en doğru şekilde ifade etmesine yardımcı olmaktadır.

Eş Terapiye Gitmeye Nasıl İkna Edilir?

Çift terapisinin başarıyla sonuçlanmasında çiftlerin her ikisinin de ilişkilerindeki sorunları kabul etmesi ve bu sorunları düzeltmeye çalışması olmazsa olmazdır. Çift terapisi eşlerin ortak kararıyla başladığı takdirde çok daha sağlıklı yürümekte ve sonuç daha hızlı alınabilmektedir. Çünkü terapiye bu düşünce doğrultusunda başlanması, sorunun kabullenilmesi aşamasının terapiden önce halledildiği anlamına gelir. Bu durum her ne kadar var olan sorun çözülemese de çiftin yaşadıkları bir sorun olduğunu ve bu sorunun çözüme kavuşması için gerektiği takdirde değişebileceklerini kabullendiklerini göstermektedir. Yine çiftin ortak karar alarak terapiye başlaması halen sağlıklı iletişim kurabildiklerinin göstergesidir.

Ancak birçok terapi öncesinde böyle bir ortak kararın alınması neredeyse imkansızdır. Terapiye karşı toplumda yaygın bir önyargı olması ve karakter özelliklerinden dolayı var olan sorunlara karşı profesyonel desteğe başvurulmasını herkes kolay kolay kabullenemez.

Terapinin reddedilmesindeki bir başka neden ise terapi talebinin kavga esnasında ve tartışmanın en yoğun olduğu zamanda gündeme gelmesidir. Çiftlerde olumsuz duyguların tavan yaptığı bir zamanda çiftlerden birinden gelen terapi teklifi karşı tarafın negatif tepki verme riskini artırmaktadır. Çünkü tartışmanın en şiddetlendiği zamanda çiftlerden birinin evlilik terapisi önermesi halinde karşı taraf kendisine ruhsal hasta denildiğini, sorunun kendisinde olduğunun kastedildiğini düşüneceğinden direk savunmaya geçer ve doğal olarak böyle bir öneriyi kabul etmez.

Böyle bir durumla karşılaşan ve eşini terapi konusunda ikna edemeyenler, ilk olarak bunun altında yatan nedenleri anlamaya çalışmalıdır. Terapi teklifinin eşi tarafından reddedilmesini kendisine karşı bir hareket olarak algılıyorsa, sorunun kendisinden de kaynaklanabileceğini ve bu durumun karşılıklı olduğunu eşine ifade ederek eşine bir uzmandan yardım alma fikrini iletebilir. Yine bu tür bir konuşma yapılacağı zaman her iki tarafında sakin olduğu bir zaman seçilmeli ve karşı tarafı suçlayıcı ifadelere kesinlikle başvurulmamalıdır. Ayrıca terapi teklifini yapan taraf ilişkilerinin daha sağlıklı yürümesi için kendi üstüne düşen sorumluluğu almaya hazır olduğunu ifade ederek eşinin kendisini rahat hissetmesini sağlayabilir.

Çiftlerden birinin terapiye aşırı arzulu olmasına ve eşini terapiye ikna çabalarına karşın diğer eş terapiyi ısrarla reddediyorsa en sağlıklı seçenek terapiyi isteyen çiftin tek başına hareket etmesidir. Bir evliliğin tek başına kurtarılması ve bütün sorumluluğun üstlenilmesi ile çözüme ulaşılması elbette imkansızdır. Ancak aile ve çift terapistiyle tek başına da olsa yapılacak görüşme, terapiyi isteyen tarafın yaşanılan sorunlarda kendi payını görmesine ve üstüne düşen sorumluluğu fark etmesine yardımcı olacağı için eşine karşı nasıl bir yaklaşım tarzı geliştireceğini daha iyi anlar. Ayrıca eşin terapiye nasıl ikna edileceği ile ilgili terapist yönlendirmeleri işe yarayabilir. Yine terapiyi kabul etmeyen eş, eşindeki değişimleri ve bu değişimlerin ilişkilerine olumlu yansımalarını fark ettikçe terapiye olumlu bakabilir ve terapi sürecine sonradan katılmasını sağlayabilir. 

Önceki İçerikCinsel Terapi
Sonraki İçerikBireysel Psikoterapi