Bu tartışmalar psikofarmatrop ilaçlar dışında tıp alanında bilinen birçok ilaç için yapılmaktadır. Psikiyatride anti depresanlar, diğer alanlarda tansiyon ilaçları, lipid düşürücüler ve son zamanlarda aşılar benzer tartışmalardan nasibini alıyor.
Bir kesime göre bunlar mucize bir kesime göre ise büyük şirketlerin satmak için etkinliğini abarttığı aslında faydasız kimyasallar. İki farklı uçta kafa karıştırıcı bazen uygunsuz ilaç kullanımına bazen de uygun tedavi şansının kaybolmasına neden olacak söylemler.
Biz konumuz olan anti depresan ilaçlara dönelim. 1950 yıllarında ilk ajanlar üretiliyor. Etkinlikleri tesadüfen, başka bir hastalık için yapılan çalışmalarda yan etki olarak bulunuyor. Sonrasında ise geliştiriliyor ve birkaç kuşak olan çeşitli mutluluk hapları çıkıyor ortaya.
Aslında mutluluk hapları veya moral hapları değiller. Mutsuzluk veya moralsizlik gidericiler diyebiliriz. Fakat her mutsuzluk durumunda kullanılmıyor elbette ki. Çeşitli psikiyatrik hastalıkların tanısında bir doktor gözetiminde belli bir süre öngörerek tedavi amaçlı kullanılıyor.
Yani ortada çeşitli belirtilerin olduğu, kişinin yaşamını olumsuz etkileyen, günlük aktivitelerini sınırlayan, konforunu bozan, insan ilişkilerini zorlaştıran ve yeti yitimine yol açan tıbbi bir hastalık bulunmaktadır. Tedavi amaçlı, tıpkı diğer hastalıklarda olduğu gibi, hastalığa yönelik geliştirilmiş bir takım ilaçlar kullanılmaktadır. Bu ilaçlar çok büyük oranda etkilidir. Yüzde yüz etkinlik tıpkı diğer ilaçlar için olduğu gibi anti depresanlar için de gerçekçi bir beklenti değildir. Seçilen ilacın etkin olmaması durumunda doz ayarlamasının yapılması, değiştirilmesi veya güçlendirme yöntemlerinin eklenmesi tedavi başarısını yükseltmektedir.
Tabi ki yan etkileri mevcuttur ancak bunlar ilaca bağlı kalıcı sorunlar değildir. Giderek azalan, azalmıyorsa da kesildiğinde iyileşen yan etkilerdir. Söz konusu anti depresanlar olduğunda en sık gözlenen yan etkinin mide barsak yan etkileri olduğu söylenebilir .
Anti depresan ilaçlar anksiyete bozuklukları, panik bozukluk, obsesif kompulsif bozukluk gibi depresyon dışındaki hastalıklarda da etkinliği kanıtlanmış ve kullanılan ilaçlardır. Tercih edilen molekül, kullanım dozu ve süresi hastalık tanısına bağlı olarak değişebilmektedir.
Anti depresanlar dışında duygu durum dengeleyici, anti psikotik özellikli; hipnotik, anksiyolitik etkili farklı grup ilaçlar mevcut olup bunlar daha özel tanılarda kullanılan ve farklı özelliklere sahip ilaçlardır. En sık kullanılanlar ve en popüler olanlar anti depresan grubu olduğu için bilgilendirmeyi onlarla sınırlı tutmuş oldum.
Tüm yazılarda olduğu gibi bu yazıda da bilgilendirmelerin genel düzeyde olduğunu hatırlatarak bitireyim. Hastalık tanısının konulması ve buna yönelik tedavi yönteminin sağlıklı bir biçimde belirlenmesi ancak klinik muayene sonucunda gerçekleşebilir. Seçilen tedavi yönteminin ne olacağı, yöntemin sağlayacağı başarı beklentisi, tedavinin süresi oluşabilecek yan etkiler de yine ancak psikiyatrik muayene sonucunda hasta ile birlikte ayrıntılı olarak değerlendirilebilecek başlıklardır.