Son zamanlarda sıklıkla sorulan sorulardan bir tanesi de ruhsal hastalıklar veya zorlanmalar söz konusu olduğunda hangi tedavi yönteminin tercih edilmesi gerektiğidir. Soru bu şekilde sorulduğunda, bunların birbirlerinin zıttı olduğu birbirlerine tercih edildikleri yönünde bir yanlış anlama olabilmektedir. Oysa ki hem psikoterapi hem de ilaçla tedavi ruh sağlığı alanında uzun araştırmalar, deneyimler ve uygulamalar sonucunda geliştirilmiş çoğunlukla birbirini tamamlayan tedavi yöntemleridir.
Hangi Durumlarda Hangi Tedavi Yöntemi Tercih Edilir?
Tedavinin amacı iyilik halinin sağlanmasıdır. Tedavi edilecek hastalığa. bu hastalığın niteliğine, oluşum şekline, şiddetine bağlı olarak tedavi yöntemi değişebilir. Yaşanılan ruhsal sıkıntılar hastalık boyutunda değil de zorlanma biçimindeyse yapılan destekleyici klinik görüşmeler tedavide tercih edilebilirken; hastalık, durumsal olarak ortaya çıkmış, hafif şiddetli, gündelik yaşama etkisi sınırlı ise yine hastalığa uygun psikoterapi yöntemleri iyileşme sağlamada kullanılabilmektedir.
Aşikâr bir hastalık tablosu mevcut bu hasatlık günlük aktiviteleri önemli oranda etkiliyorsa buna yönelik biyolojik müdahaleler iyileşme sağlamak için altın standart olabilmektedir. Yine bir hastalığın belirtisi olmadığı halde kişinin, gündelik yaşantısını önemli bir biçimde etkileyen uykusuzluk, aşırı kaygı hali vb. durumlara yönelik ilaçlar bir süre için kullanılabilmektedir. Diğer taraftan birçok ruhsal hastalığın tedavisinde ilaç tedavisinin yanında psikoterapi uygulamaları eklenmekte bu da başvuran kişinin iyileşme şansını yükseltmektedir.
Hangi durumda, kime nasıl bir tedavi yönteminin uygulanacağı sorusunun cevabını sağlıklı bir biçimde verebilmek ancak uygun koşullarda ve sürede yapılacak bir psikiyatrist muayenesince mümkündür.